Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tüketici Şikayet Sitelerinin Üyelik Ücreti Talebi ve Haksız Rekabet

Tüketici şikayet sitelerinin üyelik ücreti talebi, şikayet edilen marka ve ticaret şirketleri için büyük bir mağduriyet oluşturuyor. Bu konuyu yaşadığımız yüzyılın alışveriş alışkanlıklarımızda yarattığı değişimleri görerek incelemek gerekiyor. Artık bir ürün ya da hizmeti almadan önce mağaza dolaşmak yerine yalnızca bir tık ile o ürün ya da hizmete ilişkin tüm bilgilere ulaşabiliyoruz. Bu sırada karşımıza ilk olarak şikayetvar.com ya da şikayetimvar.com gibi tüketici şikayet siteleri çıkıyor. Bu sitelerde yer alan yorum ve şikayetlerin ise o ürün ya da hizmeti almamızda çok büyük etkisi olduğunu itiraf etmemiz gerekiyor. İşte tam da bu sebeple, tüketicilere ”ifade ve şikayet özgürlüğü” sağlayan tüketici şikayet siteleri, bu özgürlüğü ticaret şirketleri karşısında bir tehdit olarak kullanıyor. Tüketiciler, satın almış olduğu ürün ya da hizmetlerle ilgili eleştiri ve şikayetlerini bu internet sitelerine, çoğu zaman isimleri dahi açıklanmadan, ücretsiz olarak yazabiliyor. Bu durum, tüketicilerin yani hepimizin ifade ve şikayet özgürlüğü hakkı kapsamında olmakla birlikte kötüniyetli kullanımlara da zemin sağlıyor.

 Ticaret şirketleri ise öncelikle hakkında şikayet yazan kişinin kim olduğunu öğrenmek sonrasında bu şikayetlere cevap vermek, şikayetçiye dönüş yapabilmek ya da kendini aklamak için bu sitelere üye olmak zorunda kalıyor. Bu noktada ise tüketici şikayet sitelerinin ”aylık üyelik ücreti” talebi ile karşılaşılıyor ki bu ücretler hiç de yabana atılacak oranda değil. Üyelik ücreti ödemeyi kabul etmeyen ve siteye giriş yapamayan şirketler müşterilerinin şikayetlerini önemsemeyen bir şirket durumuna dönüşüyor ve üyelik ücretini ödemeyi kabul eden rakibi karşısında puan kaybediyor. Bu sitelere üye olan ve olmayan şirketlere ilişkin şikayetlerin yayımlanması konusunda ayrım yapılması, hakkında ticari itibarını zedeleyici yorum yazılan şirketin yanında rakip şirket reklamlarının sunulması, reklam veren şirketlere ilişkin şikayetlerin zaman zaman hiç yayınlamaması ya da oldukça değiştirilerek yayınlanması da tüketici şikayet sitelerinin oluşturduğu mağduriyetler arasında sayılıyor. 

Türk Ticaret Kanunu 54/2 maddesine göre ”Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” Türk Ticaret Kanunu 55/1/a-5 de ise ”Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek” dürüstlük kuralına aykırı davranışlar arasında sayılmıştır. 

Özetle, tüketici şikayet sitelerinin ticaret şirketlerinden üyelik ücreti talebi, Türk Ticaret Kanunu kapsamında dürüstlük kuralına aykırılık suretiyle haksız rekabet oluşturmaktadır. Yine bu siteler tarafından tüketiciye sağlanan özgürlüğün, ticaret şirketlerinden para kazanma aracı olarak kullanılması Medeni Kanun kapsamında hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Tüketici şikayet sitelerinin üyelik ücreti talebinin haksız rekabet teşkili ile hukuka aykırılığının tespitine ilişkin açtığımız dava 2015 yılında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından haklı görülmüş ve bu konuda emsal bir karara imza atılmıştır.

Ancak bu karara rağmen tüketici şikayet siteleri haksız ve hukuka aykırı bu uygulamaya devam etmektedir. Bu haksızlığın son bulması ise ticaret şirketlerinin bu konudaki haklarını araması ve birlik halinde hareket etmesi ile mümkündür.

This site is registered on wpml.org as a development site.