Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Startup ve Gizlilik Sözleşmeleri

T

icari hayatın bir gerekliliği olarak, ticari sırlarımızı iş ve ilişki içinde olduğumuz kişi ya da kurumlarla paylaşmak durumunda kalıyoruz. Ancak, girişimcilik ve startup kültürünün yaygınlaşması ile birlikte gizlilik sözleşmelerine duyulan ihtiyacın arttığını görüyoruz. Korunması gereken bir fikir ile doğan startuplar, bu fikri paylaşmadığı ya da fikre ilişkin görüş almadığı sürece büyüyemiyor. Ancak bu paylaşımlar sırasında startupın temelini oluşturan fikrin çalınması(!) ise büyüyemeden sona eren startuplar doğuruyor . Bu kısır döngü ve fikri mülkiyete ilişkin süreçlerin uzunluğu düşünüldüğünde, gelişme aşamasındaki startuplar için gizlilik sözleşmeleri kaçınılmaz oluyor.

”Gizli Bilgi” Tanımı ve Kapsamını Doğru Belirlemek Gerekiyor.

Gizlilik sözleşmelerinde, öncelikle ilişki konusu olan projeye ilişkin genel bir çerçeve çizerek, ne tür bilgilerin ”gizli bilgi” sayılacağına ilişkin doğru bir tanımlama yapılması gerekiyor. Her türlü ticari, teknik, mali ve hukuki bilgi gizli bilgi olarak kabul edilebilirken, startuplarda her türlü fikri ve sınai yenilik,  know-how ve yazılıma ilişkin bilgilerin de bu tanıma dahil edilmesi gerekiyor.

Gizli bilginin kapsamı oldukça geniş olmakla birlikte, kapsam dışı sayılan durumlar da mevcut. Paylaşıldığı sırada ya da öncesinde kamuoyu tarafından bilinen bilgiler, sözleşme tarihinden sonra bilginin ilk sahibi tarafından kamuoyuna mal edilen bilgiler ya da kanun ve düzenlemeler ya da mahkeme kararı gereğince paylaşılmak zorunda olan bilgiler, gizli bilgi olarak sayılmıyor. Yine burada, startuplar için, proje sonunda fikri ve sınai koruma yolları ile  tescillenen bilgilerin de başvuru anından itibaren gizli bilgi kapsamından çıktığını belirtmemiz gerekiyor. Ancak, burada, yalnızca başvuru kapsamı ile sınırlı bilgiden söz ederek, yine başvurusu yapılan fikre ait yazılım, iş modeli ve diğer tamamlayıcı ticari bilgilerin gizlilik kapsamında kalmaya devam ettiğini vurgulamamız gerekiyor.

Tanımlanan gizli bilgilerin sözel, yazılı ya da görsel yollardan hangisi ile paylaşılacağı ve bu durumlarda gizli bilginin korunmasına yönelik sınırların da doğru belirlenmesi önem arz ediyor.  Uygulamada , sözel olarak paylaşılan  bilginin, gizliliği ve korunmasına yönelik ispat sorunu, özellikle bilgiyi elde edenleri, daha çok yazılı ya da elektronik yolla elde edilen bilgilere yönelik koruma taahhüdüne yöneltmektedir.

Ya Bilgisayarınız Hacklenirse?

Gizli bilginin paylaşıldığı tarafın gizli bilgiyi ifşa etmemenin yanında  muhafazası için her türlü güvenlik önlemini de alma yükümlülüğü bulunuyor. İfşa etmeme yükümlülüğünde, işin yürütülmesi için zorunlu olarak  paydaşlar ya da çalışanlar ile paylaşılması, istisna olarak sayılıyor. Koruma yükümlülüğünün kapsamı ise oldukça geniş olup, örneğin bilgisayarı hacklenen ve bu sebeple gizli bilginin ifşa olmasına sebebiyet veren taraf, kusuru olmadığını ispatlayamaması durumunda, ki bu oldukça zor, önemli bir yaptırım ile karşı karşıya kalabiliyor.

Gizlilik sözleşmeleri, belirli bir süre için düzenlenebileceği gibi süresiz de düzenlenebiliyor. Ancak süreli olarak akdedilmesi durumunda, sürenin sona ermesinden ya da herhangi bir sebeple sözleşmenin feshedilmesinden sonra gizli bilginin korunması ve tarafların yükümlülüklerine ilişkin kuralların doğru belirlenmesi büyük önem arz ediyor.

This site is registered on wpml.org as a development site.