Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Limited Şirket Ortaklığından Çıkamama Davaları

6102

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 638. maddesine göre, şirket sözleşmesi ile ortaklara şirketten çıkma hakkı tanınabilir. Yine şirket sözleşmesinde, limited şirket ortaklığından çıkmak belirli şartlara bağlanabilir. Böyle bir durumda, limited şirket ortaklığından çıkmak isteyen ortak, şirkete göndereceği bir bildirim ya da şirket sözleşmesinde sayılan şartları sağlaması ile ortaklıktan çıkma hakkını kullanabilir. Ancak, şirket sözleşmesinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin hüküm bulunmaması durumunda,  çıkma hakkını kullanmak isteyen ortağı, limited şirket ortaklığından çıkma davası ile uzun ve zorlu bir süreç bekliyor.

Uygulamada, limited şirket ortaklığından çıkmak isteyen ortak, öncelikle şirkete bildirimde bulunarak genel kurulu toplantıya çağırıyor. Bu çağrısına rağmen genel kurulun toplanmadığı ya da toplansa bile çıkmayı kabul etmediği limited şirket ortağının, TTK 638/2 maddesine göre haklı sebeplere dayanarak limited şirket ortaklığından çıkma davası açması gerekiyor. Bu tip davalarda, Yargıtay’ ın emsal kararları ile oluşmuş  haklı sebeplerin varlığı halinde, istemde bulunan ortağın limited şirket ortaklığından çıkmasına ve çıkma payının şirket tarafından o ortağa ödenmesine karar veriliyor.

Ülkemizde mevcut yargılama usulü ile en ufak bir usulü eksik ya da yanlışlıkta birkaç ay ertelenen duruşmalar, uzun sürede alınan bilirkişi raporları ve uzun yargılama süreleri düşünüldüğünde , böyle bir davanın sonuçlanması birkaç yıl sürebiliyor.  Limited şirket ortaklığından çıkmak isteyen ortağın ayrılma payının,  karar tarihine en yakın tarih itibariyle hesaplanmasını öngören Yargıtay kararları da dava süresince birkaç kez bilirkişi hesaplaması yapılmasını gerektirerek, yargılama süresinin uzamasına yol açabiliyor. Bu süreye, yüksek mahkeme safhasını ve en kötüsü karşı tarafın bilinçli olarak davayı uzatması hallerini de eklememiz gerekiyor. Nitekim, çıkmak isteyen ortağın, dava açılış tarihi itibari ile değil, yukarıda saydığımız tüm safhanın sonunda, mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibariyle ortaklıktan çıkmasına karar veriliyor.

Bu uzun süre boyunca, limited şirket ortaklığından çıkmak isteyen ortağın şirketin tüm borçlarından sorumluluğu devam ediyor. Yine  aynı şekilde, çıkmak isteyen ortak, dava süresi boyunca  ortaklık haklarını kullanmaya devam edebiliyor. Bu safhada taraflardan birinin bile kötüniyetli olması, geri dönüşü imkansız zararların doğmasına yol açabiliyor. Her iki taraf için de aleyhe olan bu süre zarfında, tarafların hak kaybına uğramaması için TTK 638/2 maddesine ”Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” cümlesi eklenmiştir. Maddenin gerekçesinde ise ”Çıkma davası açmış bir kişinin, yargılama süresince ortaklık haklarını kullanması ve borçlarını yerine getirmekle yükümlü olması konumuna uygun düşmez.” denilmiştir. Ancak bu düzenlemenin uygulamada pek de yer bulamadığını görüyoruz. Kanunda, hangi önlemlerin ne şekilde alınacağına dair bir hüküm bulunmaması da bu maddenin uygulanabilirliğini engellemektedir.

Şahsi fikrim, limited şirket ortaklığından çık-ama-ma davasına dönüşen bu davalardan her iki tarafın da zarar görmesini engellemek adına, ortaklıktan çıkmak isteyen ortağı, dava tarihi itibari ile ortaklıktan ayrılmış sayan bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır. Dava süresinde tüm hak ve borçları dondurulan ortak, limited şirket karar ve yönetiminde hak iddia edemeyecek ve her halükarda dava tarihi itibari ile ayrılmış sayılacağından ortaklıktan  çıkmasını engelleyen kötüniyetli tutumlar da engellenecektir.

This site is registered on wpml.org as a development site.